George Soros önemli tarihi bir figürdür. Kazandığı ünün ve etkinin büyük bir kısmını tarihsel olaylara katılımı ile gelmiştir. Örneğin, 1989’daki Berlin Duvarı’nın yıkılması sırasında, geçiş döneminde Doğu Avrupa’yı desteklemede önemli bir rol oynadı. Kurduğu, Açık Toplum Vakfı (Open Society Foundation) toplumsal değişimi destekleyen ve bu konuda çalışanlara burslar, mali destek ve kaynaklar sağlamakta. Bu hikâye Soros’un yolculuğunu ve mevcut pozisyonuna nasıl geldiğini sadece yüzeysel bir şekilde gösterebilir.
Hadi George Soros’un işlem tarzı ve profesyonel yaşamını şekillendiren önemli olayların kronolojisinden bahsedelim.
İlk yılları ve geçmişi
George Soros 1930 yılında Budapeşte, Macaristan’da varlıklı Yahudi bir ailede dünyaya geldi. Ancak 1944 yılında zulümden kaçmak için aile bireyleri sahte kimlikler benimsedi ve aile farklı yerlere dağıldı. 1947 yılında Londra’ya taşınan Soros hayatına yeni bir sayfa açtı. Soros, ünlü Karl Popper’ın öğrencisi olarak Londra Ekonomi Okulu’nda felsefe alanında yüksek öğrenimine devam etti. Kısa süre sonra alan değiştirdi ve onu finans dünyasının kalbine götürecek olan Londralı banka Singer & Friedlander’a katıldı.
1956 yılına gelindiğinde ise Soros, New York City’ye taşındı ve Wall Street’e girdi. Bir komisyon firması olan F.M. Mayer’e katıldı. Uzmanlığı, piyasaya ilişkin bilgi ve öngörüleri, analist ve yatırım yöneticisi olarak görev yaptığı Wertheim & Company ve Arnold & S. Bleichroeder firmalarında da sürekli gelişmeye devam etti.
1973 yılında Soros cesur bir adım attı ve kendi hedge fonunu (risk fonunu) başlattı, başlangıçta bu fon, Soros Fonu olarak adlandırıldı. Sonrasında yaklaşık 12 milyon dolarlık yatırımcı desteğiyle başlatılan bu girişim, daha sonra Quantum Fonu olarak bilinen ve nihayetinde Quantum Fonu Bağışı adı ile son halini aldı.
Risk fonu yönetici olarak yükselişi
Soros, başlangıçta daha küçük yatırımlara odaklandı. Bu dönemde, emtia ve para birimi fiyat hareketleri üzerinden zamanında yaptığı işlemlerle tanınırlık kazandı. Örneğin, 1973-1974 yıllarında, ABD dolarının değerinin düşeceğini doğru bir şekilde tahmin ederek kayda değer bir kar elde etti. Daha başlarda elde ettiği bu başarılar, dış yatırımcılardan sermaye çekebilmesine ve fonunun operasyonlarını genişletmesine olanak tanıdı.
1980’ler gelindiğinde, Soros yatırım yöntemlerini oldukça geliştirmişti. Değerinin altında işlem gören varlıkları tespit etmek için küresel makro stratejisini takip etti (bu stratejiden daha sonra bahsedeceğiz). İyisi kötüsü ile Soros’un finansal ve ekonomik krizlerden kar elde etme yeteneğini vardı. 1980’lerde, Latin Amerika’daki borç krizinden faydalandı. Brezilya gibi kriz anındaki ülkelerdeki sıkıntılı varlıklara yatırım yaparak, bu ekonomiler düzeldiğinde bu varlıklar üzerinden kar elde etti.
Benzer şekilde, 1980’ler ve 1990’lar boyunca Soros, çeşitli para birimlerini ve merkez bankası hareketlerini hedefleyen işlemler yaptı. Bunlardan biri, Fransız frangı işlemiydi. Çünkü Fransız merkez bankasının frangın değerini destekleme politikasının gerçekçi olmadığını düşünüyordu. Haklıydı da. Ancak tabii ki fonun gelişimi yaptığı bir iki olağanüstü işlemle gerçekleşmedi, Soros’un piyasa dinamiklerini anlama yeteneği ve mevcut durumu sorgulamaya karşı duyduğu merakın bir sonucuydu.
1992’de İngiliz Sterlini’nin çöküşü
1992 yılında, George Soros, küresel ekonomide derin etkiler yaratan Siyah Çarşamba (Black Wednesday) olarak bilinen krizden sonra en ünlü döviz tüccarlarından biri oldu. Krizin merkezinde İngiliz sterlini (GBP) ve İngiltere’nin Avrupa Döviz Kuru Mekanizması’na (ERM) katılma kararı ve sterlinin değerini Alman Markı ile uyumlu hale getirme kararı vardı.
Ancak İngiltere ekonomisindeki temel ekonomik dengesizlikler, ısrarla yüksek enflasyon ve yüksek faiz oranları da dahil olmak üzere, sterlin üzerinde savunmasız bir ortam yarattı. Özellikle, sterlinin ERM’de dahil olması, Alman Markı karşısında %6’lık dar bir dalgalanma bandını sürdürmek demekti. Bu gereklilik, o dönemin İngiltere ekonomisinin gerçekleri düşünüldüğünde çok zorlayıcıydı.
Soros, bu politikadaki temel zayıflıkları fark etti ve sterlinin ERM çerçevesinde aşırı değerlemesi nedeniyle sterlinin değerinin baskı altında kalacağını öngördü. Sterlinin değer kaybedeceğini öngören kısa bir işlem yaptı. Bu, diğer piyasa katılımcılarının dikkatini çekti ve onları teşvik ederek sterlin üzerindeki satış baskısını artırdı.
16 Eylül 1992’de İngiltere, ERM’den çıkmak zorunda kaldı ve sterlinin diğer önemli para birimleri karşısında değer kaybetmesine izin verildi. Soros’un perspektifinden bakıldığında, sonuçlar olumluydu. Yaklaşık olarak 1 milyar dolarlık bir kar elde etti (ve bu miktar zaman içinde neredeyse iki katına çıktı).
Sonraki krizler
Soros’un piyasa analisti ve zeki bir yatırımcı olarak ün kazanmasında yardımcı olan başka stratejik örnekler de var.
- 1990’ların sonlarında, Soros teknoloji hisselerindeki spekülatif aşırılıkları ve dot-com balonunu fark etti. Bu balonun eninde sonunda patlayacağını düşünerek, fonunu sonraki piyasa düşüşünden kar elde etmek için konumlandırdı.
- Kısa bir sürenin ardından, Soros bir sonraki krizi de öngördü. Bu sefer Asya ekonomileri ve para birimlerinde gelen bir krizdi. 1997-1998 Asya finansal krizini öngörerek, Tayland bahtı ve diğer Asya para birimlerine karşı hareket etti ve bu çalkantı dönemi başarılı bir şekilde yönetti.
- 2000’lerin başlarında, Japon yenini açığa satma işlemi yaparak büyük bir işleme girişti ve yenin değerinde bir düşüş olacağını doğru bir şekilde tahmin etti.
Tabii ki, Soros’un başarıları bunlarla sınırlı değil.
Şimdi size, George Soros’un işlem stratejisi ve refleksivite teorisi (reflexivity theory) hakkında daha fazla bilgi verelim.
George Soros’un işlem stratejisi ve refleksivite teorisi
George Soros’un stratejisi nedir? Uzun bir hikâye ancak hadi inceleyelim. Strateji, varlık fiyatlarının döngüsel doğasına odaklanan “Refleksivite Teorisi”yle derinden besleniyor. Bu bakış açısında tarih boyunca tekrarlanan bir yükseliş ve düşüş modeli yer alıyor.
Soros, iki temel ilkeden oluşan refleksivite teorisini 1950’lerde oluşturmaya başladı: yanılabilirlik ve refleksivite (dönüşümlülük).
Yanılma prensibi, insanların finansal piyasaları şekillendirmedeki yanılabileceğini dikkate alır. İnsanlar özellikle de finans piyasaları gibi karışık sistemler konusunda kararlar alırken, ön yargıları ve duyguları yargılama süreçlerine gölge düşürebilir. Bu da piyasa temellerini anlamada ve gelişmeleri tahmin ederken yanılmalara yol açabilir.
Refleksivite teorisi, insan algısı ile gerçek arasında bir dönüşümlülük prensibine bağlıdır. Örneğin, yatırımcılar piyasaya karşı iyimser olduklarında ekonomik büyüme ve kar beklentisi içinde olduklarından hisse senetleri satın alırlar. Bu alış hisse senedi fiyatlarını yükseltir. Şirketleri daha fazla yatırım yapmaya teşvik eder ve nihayetinde tüketimi ve karı artırır. Bu gibi pozitif döngü, piyasadaki iyimserliği pekiştirir ve devam eden bir döngü oluşturur.
Soros’un teorisi, pazarların doğal olarak dengeye doğru ilerlediğini, yatırımcıların her zaman rasyonel kararlar aldığını ve fiyatların geleceği mükemmel bir şekilde öngördüğünü öne süren geleneksel ekonomik görüşe zıttır. Soros’a göre, yatırımcıların algıları bozulmuştur. Fiyatlar sadece dönüşüm içinde olmak ile kalmaz, aynı zamanda gerçeği de şekillendirler. Soros’un teorisini varlık fiyatlarındaki tarihsel patlama-çöküş döngüsü ile iyi uyuşur. 2008-09 küresel finans krizi buna çarpıcı bir örnek olabilir.
Teoriyi uygulamanın yolları
Diyelim ki Binomo’da bir yatırımcısınız ve Soros’un refleksivite teorisini nasıl kullanabileceğinizi düşünüyorsunuz. Düşünebileceğiniz yöntemlerden biri döngülerinden yararlanarak varlık momentumunu takip etmektir. Bu şekilde, bu döngülerden en çok etkilenen varlıklara odaklanabilirsiniz. Örneğin, yapay zeka gelişmelerinden kaynaklanan potansiyel kazançlarına dayalı olarak teknoloji hisselerine yatırım yapmak.
Alternatif olarak, bir trendin bitişini önceden tahmin edebilir ve onun tersine işlem yapabilirsiniz. Bu yöntemde temel değerlerine göre indirimli işlem gören yatırımları değerlendirirsiniz. Piyasa duyguları nedeniyle gözden kaçmış veya değeri düşük olan varlıkları bulmanız gerekir.
Ancak Soros, yönlerin ve tersine dönüşlerin tahmin edilebilir olabileceğini, sadece zamanlamanın ve büyüklüğün belirsiz olduğunu vurgular. Bu nedenle, her zaman dikkatli olmak ve riskleri yönetmek çok önemlidir.
Soros’un işlem ve yatırım felsefesi
“Buradayım, çünkü yanlış olduğumu biliyorum”
Bu bakış açısı, ticaretin kusursuz olmakla alakası olmadığının, bunun yerine hatalarımızdan öğrenmeye ve gelişmeye istekli olmakla alakalı olduğunu ortaya koyuyor. Soros’un felsefesi, öz farkındalık sahibi olmaya, hatalarını kabul etme ve alçakgönüllü olmaya odaklanır. Bu odak ile Soros veya diğer herkes gelecekte daha iyi kararlar alabilir ve performanslarını iyileştirebilirler.
“Önemli olan ne kadar doğru ya da yanlış olduğunuz değil, doğru olduğunuzda ne kadar para kazandığınızdır ve hatalı olduğunuzda ne kadar para kaybettiğinizdir.”
Haklı olmak veya hatalı olmak yatırım sürecinin doğal bir parçasıdır. Asıl önemli olan, bir işlemin her iki şekilde de gittiğinde sonuçlarını nasıl yönettiğinizdir.
“Piyasalar her zaman coşku veya korku tarafındadır. Korku ve aç gözlülük. Şu anda aç gözlülük daha üstün. Bu yatırımcılar için işler kontrolden çıkmadığı sürece güzel bir şeydir.”
Hem korku hem de aç gözlülük güçlü motive edici ve itici güçlerdir. Asıl olay, bunların içerdiği dinamiklerini anlamak ve sakinliği sürdürmektir. Aşırı ve irrasyonel davranışlar varlık balonlarını şişirir ve piyasa istikrarının tehlike altında olduğu bir ortam yaratırsa, belki de Soros’un zıt bakış açısı iyi sonuçlar verebilir.
“Eğer yatırım yapmak size eğlenceli geliyorsa yani eğer eğleniyorsanız, muhtemelen para kazanmıyorsunuzdur. Çünkü iyi yatırım yapmak sıkıcıdır.”
Soros’un mesajı gayet açık: Gerçekten üretken bir şekilde yatırım yapmak; sabır, süreklilik ve iyi düşünülmüş bir plan gerektirir. Hızlı kazançların peşinden koşamaz veya anlık heveslere kapılamazsınız.
Yardımseverlik çalışmaları
Açık Toplum Vakfı, Soros’un hayır işleri için kullandığı bir araçtır ve bu vakfa varlıklarının büyük bir kısmını aktarır.
Soros hayır işleri yapmaya aslında 1979’da başladı. Bu, Soros’un Risk Fonu Yönetimi’nin başlatmasından neredeyse on yıl sonraya denk geliyor. Takip eden 40 yılda hayır işlerine yaptığı cömert bağışar, değişim yaratma konusundaki kararlılığını yansıttı. Resmi biyografisine göre, bu süre zarfında Soros, resmî web sitesinde bulunan bilgilere göre 12 milyar dolarlık bağışta bulunmuştur.
Bugün Açık Toplum Vakfı, dünya genelinde 100’den fazla ülkede etki alanını genişleten hayırsever girişimlerden oluşan küresel bir ağ. Bu büyük organizasyon, mülteci yardımı ve halk sağlığı dahil birçok alanda çeşitli projeleri yönlendiriyor.
Tartışmalar ve eleştiriler
Soros’ın karşılaştığı en büyük eleştirilerden biri, siyasi konulara katılımıdır. Birincisi, çeşitli siyasi kampanya ve organizasyonlara yaptığı büyük miktardaki mali katkılar, en azından siyasi eğilimleriyle aynı fikirde olmayanlar tarafından eleştiri oklarının üzerine çevrilmesine neden olmuştur. Bazıları, Soros’un bağışlarını siyasi sonuçları haksız bir şekilde etkileme girişimi olduğunu düşünüyor.
Bunun yanı sıra, Soros’un yüksek riskli döviz işlemleri kar getirdi. Bu ticari faaliyetlerinin bazı ülkelerde ekonomik istikrara katkıda bulunduğu yönünde suçlamalara yol açtı. Eleştirmenler, bu ölçekte spekülatif faaliyetlerin finansal piyasaları bozabileceğini ve istikrarsızlaştırabileceğini savunuyor.
Soros’un aldığı eleştirilerin başka nedenleri olabilir, ancak bazı insanlar bu eleştirilerde aşırıya kaçıyor. Kişiler ve yaptıkları hakkında farklı görüşlere sahip olmak doğal ancak meşru endişeler ile asılsız spekülasyonlar arasında fark vardır ve bu farkı ayırt etmek önemlidir. Bu nedenle, kişisel görüşleri doğrulanabilir gerçeklere dayandırmak önemlidir.
Miras ve kalıcı etki
Soros’un aldığı cesur pozisyonlar ve benzersiz teorileri, insanların piyasalar hakkındaki düşüncelerini değiştirmiştir. Soros’un yarattığı etki hala günümüz tüccarlarını ve yatırımcılarını etkilemekte ve bakış açılarına yansımaktadır. Soros, risk almanın büyük ödüller getirebileceğini hatırlatan bir işarettir.
Ancak tabii ki her şey her zaman yolunda gitmemiştir. Örneğin, dikkat çeken başarısızlıklarından biri de dünyanın ikinci büyük ekonomisi olan Çin’e karşı ticaret yaparken tekrarlayan başarısızlıkları ve büyük kayıplarıdır. Ülke, Soros’un tahminlerini alt üst ederek, finans dünyasının her zaman düz bir yol olmadığını, hatta deneyimli bir yatırımcı için bile dümdüz olmadığını kanıtladı. Ancak bu anlar, ona kayıpları kabul etme ve hatalardan ders çıkarma konusundaki verdiği tavsiyeleri kendisinin de takip etmesini gerektiren anlardandır.
Efsanevi yatırımcının hayırseverlik ve siyasi faaliyetlerinin kontrolünü oğlu Alex’e devretmesi dikkat çekicidir. Bu hamleyle Soros, değer verdiği davaların kendi ömrünün ötesinde de gelişmeye devam etmesini sağlamayı amaçladı.
Bitirmeden önce, işte size bir öneri: Binomo platformuna bir şans vermeyi düşünün. Soros’un veya diğer öne çıkan isimlerin kopyalamaya çalışmayın; kendi özgün işlem tarzınızı bulun ve gelişimi kendi koşullarınızda kabullenin.
Kaynak:
Why George Soros’ theory of reflexivity matters, Yahoo Finance
Open Society Foundations Home, Open Society Foundations
Black Wednesday: George Soros’s bet against Britain, The Balance Money
The George Soros philosophy – and its fatal flaw, The Guardian