Dünyanın dört bir yanındaki ülkeler Yeni Yılı farklı tarihlerde kutlasalar da, hisse senetlerinin Ocak’ta ralli yaptığına dair sık görülen bir kanı vardır. Buna “Ocak etkisi” denir ve yatırımcıların ayın başlangıcında hisse senedi almaları gerektiğini ve hisse senedi fiyatlarının hızla yükseleceğini varsayar. Hisse senedi piyasalarının Ocak’ta neden yükseldiğini ve yeni yılın ilk yıllarında yatırıp yapmanız gerekip gerekmediğini öğrenmek için okumaya devam edin.
Ocak ayı etkisi açıklamaları
Hisse piyasalarının Ocak ayı yükselişini üç teori açıklar. Ancak istatistiklere göre dünya çapında binlerce hissenin işlem gördüğü 60’ın üzerinde borsa bulunduğundan, bu teoriler sorgulanmalıdır. Tüm borsalarda tek bir trend tanımlamak mümkün müdür?
Psikoloji
Ocak ayı etkisini açıklamaya çalışan ilk teori psikolojidir. Neredeyse herkes yeni yıla iyimser girer. İnsanlar yeni hedefler belirler. Bunlardan biri de zengin olmaktır. Her ne kadar yatırım, zenginliğe doğrudan giden bir yol olmasa da, bir çok insan bunu amaca ulaşmada kullanılan bir araç olarak görür. Bu nedenle yılın başında büyük miktarlarda para piyasalara girerek, hisse fiyatlarını yükseltir.
Ek gelir
Bazıları Ocak ayı hisse senedi rallilerini, çalışanların yıl sonunda aldıkları yıl sonu primleriyle açıklar. Ek sermaye yatırımlar için kullanılabilir. Yine de bu teori, tüm çalışanlar yıl sonu primi almadıklarından, ve primin miktarı hisse senedi fiyatlarını yukarı itecek kadar fazla olmadığından, en az gerçekçiliğe sahip olanıdır.
Sermaye kazançları
Bir diğer açıklama sermaye kazançlarındaki azalmanın neden olduğu Aralık ayı satışıdır. Hisse senetlerini karla satan yatırımcıların sermaye kazancı vergisi ödemeleri gerekir. Ancak hisse senetlerinden zarar etmeleri halinde ödemeleri gereken miktar düşer. Bu nedenle yıl sonunda yatırımcılar kayıp bildirmek ve kazançlarının bir kısmını dengelemek üzere hisse senetlerinin bazılarını satarlar. Satış baskısı hisse senedi fiyatlarını düşürür ve bir sonraki ayın başında yeni alış fırsatları ortaya çıkarır.
Veri kanıtı
Bu teori makul görünebilir, ancak gerçek piyasa verisiyle doğrulanmalıdır. Dow Jones Endüstriyel Ortalaması (DJIA) ve S&P 500 Amerikan borsalarının temel göstergeleridir.
St. Louis Federal Rezerv Bankası, 1994’ten 2013’e kadar olan endeks performanslarının verilerini sunmuştur. Bunlara göre DJIA ortalama yüzde 0.3 artarken, S&P 500 ortalama yüzde 0.5 artmıştır.
Ancak veriler, DIJA’nın diğer aylara göre yüzde 0.7 artarken, S&P 500’ün artış ortalamasının yüzde 0.6 olduğunu göstermiştir.
Ocak ayı etkisi gerçekten var mı?
Veriler, Ocak ayı etkisinin sorgulanabilir olduğunu göstermektedir. Yine de bazı analistler bunun mevcut olduğunu, ancak sadece daha düşük likiditeye tabi olan düşük sermayeli şirketlerin hisse senetlerini etkilediğini iddia etmektedirler.
Barron’s dergisine göre Ocak ayı etkisi tekil hisse senetleri üzerinde Aralık ayı’nda düşüş yaşamaları halinde görülebilmektedir.
Bir çok analist Ocak ayı etkisinin yüzde 50/50 şansa sahip olduğunu söyler. Ve bu diğer verilerle de doğrulanmıştır. 2017’de DIJA, tarihinde ilk kez 20,000 sınırını geçmiştir. Ancak bir yıl öncesi olan 2016’da endeks Ocak ayı’nda yaklaşık yüzde 5.5 düşüş yaşamıştır.
Sonuç
Şüpheci olan kişiler etkinin yatırımcılar arasındaki farkındalığının onu etkisiz hale getirdiğini işaret etmektedirler. Heme hemen her yatırımcı, hisse senedi piyasalarının Ocak’ta yükseleceğini bilir. Bu nedenle Aralık’ta hisse senetleri satın almaya başlayarak, fiyatlarının çok daha erken yükselmesine neden olurlar. Ancak piyasaların Ocak ayında yükselme olasılığı, düşme olasılığına kıyasla daha fazladır.
Kararınız teorilere değil, ihtiyaçlarınıza, finansal fırsatlara ve kapsamlı bir piyasa analizine dayanmalıdır. Teori, piyasanın genelini dikkate alır, ancak bazı hisse senetleri bu eğilimi takip etmez. Belli bir şirketin hisselerinin Ocak’ta yükseleceğine inanmıyorsanız, Ocak ayı etkisini takip etmeyin ve stratejinize bağlı kalın.
Kaynaklar:
https://www.investopedia.com/terms/j/januaryeffect.asp, Investopedia
https://www.forbes.com/sites/qai/2022/01/14/the-january-effect-fact-or-fiction/?sh=5bba82b57924, Forbes